Türkiye, Batılılaşmayı anlıyor ama nedense bazen yanlış anlıyor.
Hele son 20 yıldır, hepten yönünü şaşırmış durumda…
Kırılmayan, bükülmeyen toplu iğneyi hâlâ Almanya’dan ithal ediyoruz ama çağımızın en modern otomobili denen TOGG, (Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu) nihayet podyumda boy gösterdi.
Umarım 1960 sonrası, rahmetli Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın yönetiminde üretilen ilk yerli otomobilin (DEVRİM) tanıtımında, yerli aracımızın benzin deposunun (!) unutulması gibi bir tablo ile karşı karşıya kalmayız TOGG yollara çıktığında…
Yollara henüz çıkmayan yerli otomuzun fiyatı ise daha şimdiden tartışılmaya başladı.
1,5 milyon ile milyon 2,5 milyon TL arasında gidilip geliniyor.
2 oda-bir salon ev fiyatına nerdeyse…
Kim satın alır, kim kasko-trafik-muayene ücretlerini nasıl öder bilemem ama herhalde satın alacak “zadegan” takımı bellidir.
“Tuzu kuru”ların yerli araç adayı TOGG’un, yollara çıkmadan ilk sahibi belli.
Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan.
Projesi ortaya çıktığında, yerli aracımızı ilk satın alacağı kişi olacağını söylemişti.
Hayırlı-uğurlu olsun.
İleride Cumhurbaşkanı olarak mı biner, yoksa sade vatandaşlık döneminde mi TOGG’un keyfini sürer bilemeyiz.
Aslında katma değeri yüksek, başka ülkelerin ürettiklerinden çok ayrı, bir araca, hangi devlet sahip olmak istemez?
Bir ABD, bir Almanya, ya da Fransa gibi…
İngiliz veya İtalyan arabaları düzeyinde bir yerli aracımız neden olmasın?
Olamaz, olursa da çok zor…
Ve belki çoookkkk ileriki yıllarda…
Çünkü, TOGG’un henüz kapı kolunun tamamının yerli olacağına inanmıyorum.
Egzoz borusunun ise asla…
Eğer kontak anahtarı tamamen yerli ise, TOGG’un ilk alıcısı olmak ve borca girmek, benim boynumun borcu olsun.
Çünkü Türkiye ne eğitim planlaması, ne teknik bilgi düzeyinde henüz o noktaya ulaşabilmiş değil.
Üstelik otomobil teknolojisinin çok uzağındayız.
Üstelik ülkedeki ekonomik tablo ortada…
Biz şu anda TOGG’un Türkiye’yi adeta “uçuracakmış” dönemini değil, “TOK’muyuz, aç mıyız?” evresini yaşıyoruz.
Kâhin olmaya gerek yok.
Karışın halkın arasına yeter…
TOGG muyuz, AÇ’mıyız?
Siz söyleyin…