Miting meydanlarında tapeler, 30 milyon euro, ayakkabı kutusunda milyon dolarlar, fezlekeler, hırsızlık, yolsuzluk söylemleri gırla gidiyor.
Televizyon kanallarında, internette Erdoğan’ın oğlu Bilal’le telefon kayıtları, “evdeki paraları sıfırla” talimatı…
Bakan çocuklarının evinde eşek yüküyle kaynağı belirsiz (!) paralar. O kadar çok ki sayabilmek için para sayma makinesi kullanmak gerekiyor.
Utanma arlanma kalmadı, alelacele internet yasası değiştirilerek TİB’e web sitelerine mahkeme kararı olmadan müdahale yetkisi verilerek tapeleri halkın dinlemesine engel olmaya çalışılıyor.
Aylardır 4 bakan hakkında düzenlenen fezlekelerin Meclis’e ulaşması bekleniyor. Fezlekelerin Meclis’e ulaştığı, ancak bir süre bekletildikten sonra Adalet Bakanı tarafından geri gönderildiği öğreniliyor.
Nihayet fezlekeler Meclis’e tekrar geliyor. Şimdi de milletvekillerinin fezlekelerin içeriğini öğrenmelerine engel olunmaya çalışılıyor. Soruşturma gizli, bu nedenle yalnızca ön yazıyı okuyabilirler deniliyor. Vekiller ön yazıyı mı oylayacaklar suçlamalar hakkında bilgi sahibi olmadan?
Konuşulması gereken, tanıtılması gereken, anlatılması gereken projelerle ilgili o kadar az şey duyuyoruz ki. Çünkü en önemli proje, memleketin hırsızdan, uğursuzdan, rüşvetçiden kurtarılması.
Seçim kampanyasında dürüstlüğünü vurgulamak isteyenlere karşı çıkmıştı Ecevit. Bunun aksi nasıl düşünülebilir ki? Tabii ki dürüst olacağız diye düşünüyordu. Önemli olan iktidara aday olanların politikaları, projeleri olmalıydı, halka onlar anlatılmalıydı.
Devir değişti, siyasette en zor bulunan şey dürüstlük, namus oldu.
TV ekranında haykırışlar, çığlıklar, silahlı çatışma çağrışımı yapan ses efektleri… Karakol binasını çağrıştıran küçük bir yapı. “PKK bir karakolu bastı” diye düşünürken kamera dönüyor ve neşe içinde koşuşturan, oynayan çocuklar giriyor kareye.
Makineli tüfek tarakaları, silah sesleriyle başlıyor bir diğeri. Patlamalar, çığlıklar gelecek diye beklerken, görüntüye iş makineleri, hitliler giriyor. Neyse, bu da çatışma değilmiş diyor insan.
AKP’nin kampanya filmleri, yakın geçmişte her gün duymaya alışık olduğumuz seslerle önce ürkütüyor, sonra “oh be” dedirtiyor izleyenlere.
Tehdit kokuyor AKP’nin kampanya filmleri. “Sandıktan AKP çıkmazsa, doğudan şehit haberleri alırsınız yine” diyorlar adeta. “Çözüm süreci” güme gider, ona göre oy verin!
“Ölümü gördünüz, AKP’ye razı olun” diyorlar seçmene.
Berkin’in annesinin 15 yaşındaki çocuğunun mezarına “cam misketleri” bırakmasından bir mesaj verdiği anlamını çıkarmaya çalışanlara sormak gerekiyor;
Sen neyin mesajını vermeye çalışıyorsun bu tehdit kokan kampanya filmleriyle?