“15 milyon dolar harcanarak 15 bin kişilik VİP cami yapılacak” haberi üzerine NTV-MSNBC’den Yasemin Arpa, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. İzzet Er’e sorularını yöneltmiş. “İbadetin VİP’i mi olur” diyor İzzet Er. Neoklasik tarzda yapılacak caminin maketinin fotoğrafları da var röportajda. Prof. Er proje maliyetinin 15 milyon dolar olduğunu doğruluyor ancak cami 15 bin değil, 5 bin kişilik olacakmış. Yapılacağı bölge, Diyanet İşleri Başkanlığı binasının yanında, Eskişehir yoluyla Bilkent yolunun kesiştiği nokta. Bu bölgede 5 bin kişilik böyle bir camiye ihtiyaç olduğunu da gerekçeleriyle anlatmaya çalışmış. Caminin buraya yapılmasının bir nedeni de bu bölgenin trafiğinin çok rahat (!) olmasıymış. “Tarım Bakanlığı için 20 katlı bina yapılacağı söyleniyor”muş. “Danıştay binası yapılacak”mış. Atatürk Hastanesine gelen hasta yakınlarını da düşünmek Prof. Er’e kalmış. En önemli nedenlerden biri de hemen karşısındaki Mustafa Kemal Paşa mahallesinde hiç cami olmamasıymış. Diyanet’in pencerelerinden, makam otomobilinin arka koltuğundan bir başka görünüyor olmalı Ankara. Gerekçelerin birinin bile tutar tarafı yok. Hiçbiri doğru değil. Hatta yalan!
Trafik sorunu
Trafiğinin rahat olduğunu ileri sürdüğü kavşağı sabah ve akşam saatlerinde inanmayanlar gelir, kendisi görür. Melih Gökçek’in saçma sapan kavşak genişletme çalışmasıyla, “geniş bir kepazelik”ten ibaret. Prof. Er’in söz ettiği Mustafa Kemal Paşa (!) mahallesinden bu kavşağa hiçbir şekilde giriş yoktur. Eskişehir yoluna çıkıp şehir istikametine gidemezsiniz. Eskişehir istikametine vurup, birkaç kilometre ilerideki Hacettepe köprüsünden geri dönmek tek çarenizdir. İşe gidiş ve dönüş saatleri kâbustur bu kavşakta. 3-5 sene içinde adım atılamaz hale gelmesi de kaçınılmazdır. Çünkü, Prof. Er’in de dediği gibi, Danıştay, Tarım Bakanlığı, TOKİ inşaatlarına planlanan iş merkezleri inşaatlarını da eklerseniz, kaç bin araç daha girecek bu trafiğe tahmin edebilirsiniz. İnşaatı bir türlü bitmeyen TOBB’un ikiz kulelerinde de binlerce kişi olacak. Yalnızca bu binada çalışacak olan personelin otomobillerini, servis araçlarını, buraya gün içinde gelip gidecek olanların araçlarını da katarsanız hesaba, nasıl bir cehenneme dönecek trafik görürsünüz. Dolayısıyla cami inşaatı için seçilen yer trafiği rahat olduğu için seçilmiş olamaz.
İhtiyaç değil
Prof. Er “Arkadaki Mustafa Kemal Paşa mahallesinde hiç cami yok” diyor. “Hiç cami yok” derken kastettiği Mustafa Kemal mahallesinde tam üç cami var. Yine bu mahallenin sınırları içinde DSİ lojmanlarında ve ATO Kongre Merkezi’nin hemen yanında da birer cami var, etti mi beş? Pes doğrusu! Karşınızda hiç camisi olmayan bir mahalle olacak, siz Diyanet İşleri Başkanlığı olarak gereğini yerine getirmeyeceksiniz, öyle mi? Diyanet’in arka tarafında Bilkent’te de bir cami inşaatı ya bitti, ya bitiyor. CEPA Alışveriş Merkezi’nin Bauhaus katında mescit daha yeni yapıldı. ODTÜ’nün tam karşısında, İl Bayındırlık Müdürlüğü’nün kadrolu imamı bile olan bir mescidi var. Devam edin Diyanet’e doğru, sağ tarafta bulunan benzin istasyonlarına girin bakın, kaç tanesinde mescit var. Kimseyi kandırmaya da çalışmayın. Hepimiz biliyoruz ki yapılacağını söylediğiniz bütün binalarda da mutlaka mescit olacak. O zaman hangi ihtiyaçtan söz ediyorsunuz?
Olsa olsa güç gösterisi
Prof. Er’in söz ettiği ihtiyaç, olsa olsa AKP’nin güç gösterisi ihtiyacıdır. Açık söyleyin, “Diyanet İşleri Başkanlığı yanında böyle bir camiye ihtiyaç olsa da olmasa da yapacağız, kimse engelleyemez” deyin, “Bu güç gösterisi için 15 milyon dolar değil, 150 milyon dolar bile harcarız” deyin, olsun bitsin! Kime ne cari açıktan, kime ne işsizlikten. Altın yaldızların altında virane bir ülke varmış, o ülkede aç-açık insanlar yaşarmış kimin umurunda!