Ankaragazetecisi.com’dan Alican Uludağ’ın haberine göre, Ankara’da kendisini polis olarak tanıtan kişiler tarafından kaçırılan üç üniversite öğrencisi karakola giderek şikâyetçi oldu. Pursaklar’da boş bir araziye bırakıldığını ifade eden Uğurcan Baynal, belinde silah olan erkek şahsın kendisini “Senin Boğaziçi eylemlerine katıldığını biliyoruz. Hepinizi tek tek toplayacağız. Seni döve döve memleketin olan Bingöl’e yollarız” diyerek tehdit ettiğini kaydetti. Zorla araca bindirildiğini anlatan S.B. de “Boğaziçi olaylarına katılmayacaksın, senin evini adresini her şeyini biliyoruz. Devlete itaat etmeyi öğreneceksin, bak şimdi seni aldık” sözleriyle tehdit edildiğini ifade etti. S.B’yi kaçıran aracın, daha önce de 2019’da bir ÖDP üyesini kaçırarak, ajanlık teklif ettiği ortaya çıktı.
Başkent Ankara’da dün 3 üniversite öğrencisi, kendilerini polis olarak tanıtan kişiler tarafından sivil araca bindirilerek kaçırıldı. Öğrencilerden Ali Ayduğan Gölbaşı’na, Uğurcan Baynal tehdit edildikten sonra Pursaklar’a, S.B. ise Sincan’a bırakıldı.
S.B: Zorla araca bindirdiler
Kaçırılıp Sincan’da bırakılan öğrencilerden S.B, 18 Şubat günü saat 13:00 sıralarında evinden çıkarak İncesu Caddesi’nden Kolej’e doğru yürüdüğünü ifade etti. Bu sırada tanımadığı iki erkeğin kendisini durdurarak, “GBT’nize bakacağız” dediğini belirten S.B., şunları anlattı:
“’Ben de neden’ dedim. ‘Rutin kimlik kontrolü’ dediler. Kimliğimi verdim. Araçta da bir tane kadın vardı, arkasında oturuyordu. Aracı esmer olan kullanıyordu. Kimliğimi bayana verdiler. Ben o sırada arkadaşlarıma merak etmeyin, GBT yapıyorlar diye mesaj attım. O sırada araçta bulunan ‘kadın telefonuyla oynuyor alın’ dedi. Bunun üzerine iki erkek bana aranman var diyerek beni araca zorla bindirdiler. Ben de telefonu o sırada çantama koydum. Arkadaşlara mesaj attığım saat 13:03’tü. Ben şoförün arkasında oturuyordum. Araç da Türközü istikametine doğru seyir haline geçti. Kapıyı açmak istedim, ancak kilitliydi, açamadım.
‘Devlete itaat etmeyi öğreneceksiniz’
Yanımda oturan kadın bana ters kelepçe taktı. Aracı kullanan şoför bana hitaben Boğaziçi olaylarına katılmayacaksın, senin evini adresini her şeyini biliyoruz. Okuluna devam et, okumana bak, eylemlerde seni görmeyeceğiz diyerek tehdit ettiler. Devlete itaat etmeyi öğreneceksin, bak şimdi seni aldık diyerek tehditlerde bulundular. Ben iletişim kurmamaya çalıştım. Dışarıya bakmaya devam ettim. Bu arada şoför, eylemde konuşmaya benzemiyor değil mi burada konuşamıyorsun diye bana söylemde bulundu. Belli bir yol gittikten sonra mevkisini bilmediğim bir tepe gibi bir yerde durduk.
Önde iki erkek oturuyordu. Bunlar araçtan indi, silahlarını gösterircesine hareketlerde bulundular. Sonra kadın indi, bir süre aşağıda beklediler. Kadın sonra yanıma gelip gitti. Bu sırada müziğin sesini son ses açtılar, ne konuştuklarını duymamı istemiyorlardı. Sonra hepsi araca tekrar binerek devam ettik. Yine tam mevkisini bilmediğim sanayi gibi bir yerde durdular. Burada bir müddet beklediler. Sonra tekrar seyir haline geçtik. Bir süre daha dolaştırdılar. Bilmediğim bir yerde beni araçtan indirdiler. Nerede olduğumu bilmiyordum. Saat 15:54’tü. Avukatıma konum attım. Bu şekilde Sincan’da olduğumu öğrendim. Araçtan indikten sonra hatırladığım kadarıyla plakasını aldım, 06 YTZ (…) plakalı füme renkli sedan tipi bir araçtı.”
Kameralar tespit edildi
İfadeye katılan avukatlar Doğukan Tonguç Cankurt ile Mert Ekinci, kaçırma ve götürülme sırasında olay yerini gören kameraları tespit ettiklerini belirterek, bunlara el konulmasını istedi. Şüpheli aracın PTS kayıtlarının çıkarılmasını da isteyen avukatlar, yasadışı kaçırma eyleminde bulunan şüphelilerin cezalandırılmalarını istedi.
2019’da aynı araçla kaçırma
Söz konusu plakalı aracın, 4 Nisan 2019’da da bir ÖDP üyesinin kaçırılarak ajanlık teklif edilmesi olayına karıştığı öğrenildi. İşkur’a iş başvurusu yapan parti üyesi, MTA’ya randevu verildi. MTA önüne giden bu kişi, polis ve istihbarat kimlikleri gösterilen iki kişi tarafından zorla araca bindirilerek kaçırıldı. Çeşitli sorular sorulan daha sonra serbest bırakılmıştı.
“Araçtan attılar”
Aynı zamanda Türkiye İşçi Partisi Ankara İl Yöneticisi olan üniversite öğrencisi Ali Berke Ayduğan, karakoldaki ifadesinde şunları söyledi:
“Arkadaşım ile evimin önünde otururken Citroen marka beyaz renkli bir araç yanımıza geldi. Üç kişi araçtan indi. Bana polis olduklarını söyledi. Ben zorla araca bindirdiler. Araç içerisinde yanımda oturan şahıs bana ‘çok ileri gidiyorsun, dikkat et, çok dolaşma, seni öldürürüz, arkadaşlarına söyle, onları da aldıracağız’ dedi. Arkada oturan şahıs, sırt bölgeme, dizime vurdu, sol ayağımı topuğuyla ezdi. Bana tokat attı. Araçla beni yaklaşık 2 saat gezdirip Gölbaşı Teknokent civarında araç hareket halindeyken beni araçtan attılar. Şüphelilerden şikâyetçiyim.”
Ayduğan’ın kaçırılmasına tanık olan arkadaşı B.D. de ifadesinde “Araçtan üç erkek şahıs indi. Ellerinde telsiz vardı. Bana ve Ali’ye kimlikleri verin dedi. Biz de verdik. Daha sonra bana sen git dediler. Ali’yi aldılar. Ben de buranın yabancısıyım, ben de geleyim dedim. Ancak bana sen git dediler, Ali’yi zorla araca bindirdiler” dedi.
Karakolda ifade verdi
Öğrencilerden 22 yaşındaki Uğurcan Baynal, avukatlarıyla birlikte karakola giderek şikâyetçi oldu. ankaragazetecisi.com’un ulaştığı ifadeye göre Uğurcan Baynal, yaşadıklarını şöyle anlattı:
18 Şubat günü saat 12:55 sıralarında Cebeci’deki ikametimden Kızılay’a gezmek amacıyla çıktım. Hemen sonra yol üzerinde yaya olarak yürüdüğüm sırada, yaklaşık 1.80 boylarında kel, sarışın, sarı ile kızıl arası sakal renkli, haki renkli montlu elinde telsizi olan bir erkek şahıs ve 28-30 yaşlarında 1.65 boylarında sarı saçlı ve sarışın tenli, kemik çerçeveli siyah renkli gözlüğü olan bir bayan şahıs yanıma geldi. Erkek olan şahıs benden kimliğimi isteyerek, senin GBT’ni yapacağız dedi. Cebinden bir cüzdan çıkartarak içinde bulunan polis rozetini ve polis kimliğini gösterdi. Fakat hızlı bir şekilde gösterdiği için kimlik üzerine yazan ismi görmedim. Yine erkek şahıs, yol kenarında park halinde bulunan Gri renkli, camları tamamen siyah renkli filmle kaplı, Hatchback tipte Ford Focus marka ve model aracı göstererek, GBT’ni araçta yapacağız dedi.”
Boğaziçi tehdidi
Araca üç kişi birlikte bindiklerini anlatan Baynal, buradan çeşitli sokakları gezdirildikten sonra Celal Bayar Bulvarı, Sıhhiye, Maltepe, YHT Garı, Kazım Karabekir Caddesi’nden Esenboğa/Pursaklar istikametine götürüldüğünü ifade etti. Baynal, şunları kaydetti:
“Araç içerisinde seyir halinde bulunduğumuz esnada erkek olan şahıs bana hitaben ‘senin Boğaziçi eylemlerine katıldığını biliyoruz. Hepinizi tek tek toplayacağız. Derslerinle uğraş, burası İstanbul’a benzemez. Seni döve döve memleketin olan Bingöl’e yollarız. Derslerinle uğraş, bu işlerle uğraşma’ diyerek beni sert bir şekilde tehdit etti. Kadın şahıs ise bana hitaben ‘derslerine çalışmalısın, bu işlerle uğraşma, daha iyi yollar da var, güzel bölümde okuyorsun’ diyerek bana nasihatler verdi. Kadın şahıs, diğerine göre daha nazikti. Ben kadın şahsa ‘Siz kimsiniz, neden buradayım, ne yapıyorsunuz, sen polis misin, yoksa MİT’çi misin dedim. Kadın şahıs bana güldü, yanıt vermedi.”
Kelepçe taktılar
Uğurcan Baynal, aracın Esenboğa’yı geçtikten sonra yol kenarında durduğunu belirterek, “Bana siyah renkli plastik kelepçe taktı. Akabinde tekrar araç ile yola devam ettik. Bu şahıslar kendi aralarında havadan ve muhtelif konulardan sohbet ediyorlardı. Birbirlerine devrem/müdürüm şeklinde hitap ediyorlardı. Erkek şahsın belinde silah olduğunu gördüm. Şahıslar beni 15:30 sıralarında boş bir araziye gelerek ‘hadi defol, söylediklerimi unutma’ diyerek bıraktılar. Beni zorla alıkoyanlardan şikâyetçiyim” dedi.
Savcılığa suç duyurusu
Öte yandan ÇHD Ankara Şube, Demokrasi İçin Hukukçular, Hukukçu Dayanışması, ÖHD Ankara Şube ve Toplumsal Hukuk üyeleri, kaçırma olaylarına ilişkin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Avukatlar, Ankara Adliyesi önünde basın açıklaması da yaptı. Açıklamaya, CHP Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya, HDP Batman Milletvekili Rüştü Tiryaki, Ankara Barosu Başkanı Erinç Sağkan da katıldı.
Ortak açıklamayı okuyan Avukat Sevinç Hocaoğulları, savcılığa resen soruşturma açması çağrısında bulunurken, “Öte yandan, yaşananları olağan karşılayacağımızı buna alışacağımızı, ülkedeki demokratik tepkilerin bu şekilde bastırılabileceğini sananlara sesleniyoruz; çok yanılıyorsunuz. Gözaltında kayıplara izin vermeyeceğiz, sokak ortasından yurttaş kaçırmanıza göz yummayacağız” dedi.